Dünya var olduğundan beri böyledir: Hayat içinde sorunları da barındırır, dertleri de hastalıkları da. Ancak o sorunları çözecek zekayı, ilimi, bilimi de içinde barındırır, dertlere dermanı da hastalıklara şifayı da. Aslında ihtiyaç duyduğumuz her şey sistemin kendisinde, doğanın kusursuzluğunda ve iyileştirici gücünde saklıdır. Bugün en ufak sağlık sorunundan en büyük salgınlara kadar görüyoruz ki dönüp dolaşıp çözümü bulduğumuz yer, kusursuzluğu çözümlediğimiz yer doğada. Bu hikâye de aslında hem bir markanın ortaya çıkış hikayesi, hem doğanın sunduğu mucizelerin minik bir kesiti, hem de içinde yaratıcılığın gücünü taşıyan girişimci kadınlardan birinin yolculuğu: Rosece Marka Kurucusu Nurgül Dirlik’in.
Biz sorduk, o cevapladı. Bakın Rosece nasıl ortaya çıktı…
Markayı tanımaya, onu yaratan isimden başlamak en doğrusudur. Her marka, yaratıcısının imzasıdır çünkü. “Eğitimimin başlamasından markanın kuruluşuna kadar hayat beni doğal olanın peşinde koştuğum bir yolculuğa hazırladı” diyor Nurgül Dirlik. Biyoloji lisans eğitiminin ardından Botanik Ana Bilim Dalı’nda, Tıbbi Bitkiler alanında yüksek lisans yapıyor önce. Ardından iş hayatına ilaç sektöründe dermatoloji alanında başlıyor. Sonrasında ilaç ve medikal sektöründe yöneticilik kariyeri takip ediyor. Ardından iki kızından ilki, Gülce dünyaya geliyor. Henüz bebekken atopik dermatit ve alerji kaynaklı cilt problemleri yaşayan Gülce, annesinin bu cilt problemini çözecek temiz içerikli ürünler araştırmasına sebep oluyor ve ardından da Türkiye’de temiz içerikli ürünlere ulaşmanın ne kadar zor olduğunu fark etmesine…
BEBEK ÜRÜNLERİ İLE BAŞLAYAN YOLCULUK
Ancak Gülce şanslı çünkü annesi bu soruna çözüm bulabilecek bir formasyona sahip. Nurgül Dirlik, bilimsel literatürler ve klinik çalışmalar ışığında doğal bebek ürünleri içerikleri çalışmaya başlıyor ve sonrasında da formüle ettiği ürünleri benzer sorunlarla boğuşan başka kişilerle paylaşmaya karar veriyor. Dört bebek ürünü ile başlayan ‘Rosece’ yolculuğu tahmin edeceğiniz üzere ismini Gülce’den alıyor…
Bebek ürünleri ile ortaya çıkan Rosece markası, hem Gülce hem kardeşi hem de Nurgül Dirlik’in yaş almasıyla büyüyor. Gülce’nin ergenliğe girmesi ile başlayan sivilce sorunu yeni ürünler doğmasına neden oluyor. Nurgül Dirlik’in cildinin olgunlaşması ile değişen ihtiyaçları da yeni bir cilt serisinin doğmasına… “Biz kendi ihtiyacımız olan ürünleri ürettik ve aslında herkesin bu ürünlere ihtiyacı olduğunu gördük” diyen Dirlik, kısa zamanda ürün çeşitliliğini artırıyor ve cilt bakımı, saç bakımı, vücut bakımı ve aromaterapi ürünleri markanın ana üretim alanları haline geliyor.
Markanın yolculuğu hep talep ve ihtiyaçlara bağlı olarak sürüyor. Yurt içinde markalaşma süreci başlamadan yurt dışı talepleri baskın çıkıyor örneğin. “Bu işe başladığımız tarihlerde gelişen yurtdışı talepleri bizi önce ihracata yönlendirdi. 2018 itibariyle de yurt içinde çalışmalarımız başladı. Üretim hacminin artmasıyla soğuk sıkım yağlarımızın kendi içimizde üretimine başladık. Hammaddelerin yurtdışındaki üreticilerden ithalatı gelişti. Sonra da yurt içindeki kozmetik sektörüne doğal hammadde tedariği söz konusu oldu. Bugün Rosece olarak Türkiye’de doğal kozmetik üretimi, doğal hammadde üretimi, tedariği ve organik gıda üretimi ile yolculuğumuz devam ediyor” diye özetliyor marka kurucusu bu süreci…
DOĞANIN ENFES KOKULARI ARASINDA ÇALIŞMAK
Peki, nasıl bir his bu muhteşem kokular arasında çalışmak? “Bu işi yaptığım için, doğanın enfes kokuları ile çalıştığım için çok mutluyum” diyor Dirlik. Ama en mutlu olduğu konunun çocuklarına şifa ararken kurduğu markanın birçok insanın severek kullandığı bir marka haline gelmesi olduğunu ekliyor. “Yaşamdaki en büyük lüksün mutlulukla yaptığın işten hayatı kazanmak olduğunu düşünüyorum. Bu yolculukta birçok insanla yollarımız kesiştiği için çok mutluyum” diyor.
Peki, Rosece’nin marka DNA’sında ne yatıyor? “Kuşkusuz ve kapsayıcı bir hassasiyet” diye yanıtlıyor sorumuzu Dirlik ve şunları söylüyor: “Çocuklarımıza bıraktığımız dünyanın geleceğimiz olduğu bilinciyle doğaya, toprağa, suya ve tüm canlılara aynı hassasiyetle yaklaşıyoruz. Bu sebeple formüllerimizde yalnızca doğaya zarar vermeyen, hayvanlar üzerinde test edilmeyen hammaddeler ile saf yağlar, bitkisel aktifler, vitaminler, mineraller, doğal içerikler ve organik sertifika kuruluşları tarafından onaylanan içerikler kullanıyoruz. Zararlı ve sentetik kimyasallara ürünlerimizde yer vermiyoruz. ‘Çok etkili olmasa da olur yeter ki sağlıklı ve doğal olsun’ demiyoruz ya da ‘etkili olsun da biraz kimyasaldan ne çıkar” şeklinde bir yaklaşımımız yok. Biz ürünlerimizi hem sağlıklı ve doğal olsun hem de gerçekten etkili olsun diyerek formüle ediyoruz. Doğaya, toprağa, suya, tüm canlılara, geleceğe saygılı olsun ve bir o kadar da keyif versin, şık olsun istiyoruz her bir detay.”
HER GEÇEN GÜN ARTAN ÜRÜN ÇEŞİTLİLİĞİ
Biraz da ürün gruplarından bahsedelim, çünkü her geçen gün genişleyen ürün çeşitliliği içinde kaçırmak istemeyeceğimiz pek çok ürün ve detay var. Söz, Nurgül Dirlik’te tekrar: “Yüz bakım ürünlerimiz, bütünsel bir cilt bakım rutinine uygun şekilde temizleme, tonlama, nemlendirme, maske ve diğer destek ürünlerinden oluşuyor. Farklı cilt tiplerine özel tüm bakım adımlarına uygun pek çok çeşitte ürünümüz bulunuyor. Vücut bakım ürünlerimizde, doğal vücut yağları, doğal deodorantlar, scrublar yer alıyor uçucu yağların en mis kokuları ile formüle ediyoruz bu grubu. Saç bakım ürünlerimiz, şampuan, katı saç kremi, serum ve maske çeşitlerinden oluşuyor. Elbette sülfat ve zararlı kimyasallar olmadan doğal keratinler ile saçı doğal dengesine tekrar döndürecek ve saça uzun vadede zarar vermeyecek şekilde formüle ediyoruz bu ürünleri de… Bebek ve erkek bakımına uygun ürünlerimizin yanında, bize doğanın sınırsız şifasını sunan soğuk sıkım sabit yağlarımız ve hem aromaterapide hem de cilt bakımında kullandığımız çeşit çeşit uçucu yağlarımız var bir de. Hem sosyal medyamızda hem de web sitemizde hepsinin kullanım alanlarını, faydalarını, içeriklerin detaylarını keyifle paylaşıyoruz. Doğal içeriklere ve aromaterapiye ilginiz varsa bizi mutlaka takip etmelisiniz…”